Reklamsız, tahtaya zoomlu ve sınırlı internet hatlarında bile açılabilen Premium Videoları Deneyin:
Bu derste ağırlıklı olarak whether kullanımını inceleyeceğiz ve bu sözcüğün hangi durumlarda yerini if’e bırakabileceğini öğreneceğiz.
Farklı bir alternatifin sunulmadığı cümlelerde if ve whether sözcükleri birbirlerinin yerini tutabiliyor. Başka bir deyişle, if kelimesi whether sözcüğünün alternatifi olabiliyor. Hatta anlamı pekiştirmek adına, cümlenin sonuna “or not” da getirebiliyoruz. “Or not” ifadesi cümle sonuna gelir desem de, bazen whether ile birleştirerek whether or not şeklinde de kullanabiliyoruz.
İngilizce öğrenenlerin yaptığı tipik hatalardan biri, whether’a tanınmış olan bu ayrıcalığı, nasıl olsa kardeşler deyip if kelimesine de tanımak ve if or not şeklinde bir yapı icat etmek. Cümleyi pekiştirmek adına if ile beraber or not kullanmak istiyorsak araya olasılığı belirten cümleceğimizi yerleştirmemiz gerekiyor. Farklı olasılıkları işin içine dahil ediyorsak, bu sefer if kelimesi yetersiz geliyor ve görevi, bu işin uzmanı olan whether kelimesi devralıyor.
Farklı bir olasılığın anlatıldığı cümlelerde de if kullanırsak, ortaya çıkacak olan cümlemiz gramer olarak hatalı olmayacaktır ancak anlam yönünden, içinde whether kullandığımız cümleden de farklı olacaktır. Whether ile en fazla iki mutlak olasılığı kastedebiliyorken, if sözcüğü ile farklı farklı olasılıkları sıralayabiliriz. Öte yandan, olasılıkları ikiye indirgemişsek, bu kesinliği vurgulamak için whether kullanmak uygun olacaktır.
Yine sadece whether’a özgü olan şeylerden biri de, bir cümlenin öznesi pozisyonunda da kullanılabilmesi.
Whether sözcüğünü bunun dışında bir anlamı vermek için daha kullanıyoruz. “Yapsan da yapmasan da, gelsen de gelmesen de sevsen de sevmesen de” gibi ifadelerde geçen “umursamama” ve “kayıtsızlık” durumunu anlatırken, if değil whether kullanıyoruz.
Yine if değil, whether kullanmamız gereken başka bir durum da, bu kelimelerden sonra –mek/-mak mastar ekini veren infinitive to’nun geldiği durumlar.
If ile whether arasında seçim yapmamız gereken durumlarda, whether sözcüğünü seçmemizi gerektiren diğer bir şey de, bu kelimelerden sonra bir edatın geldiği durumlar. Örneğin, “Cüzdanımı evde bırakıp bırakmadığımı düşünüyorum” cümlesinde, düşünmek fiilinin edatı olan about kelimesinden sonra whether getirmek doğru olacaktır.
Pek tabi, whether kelimesinin if’in yerini tutamadığı durumlar da yok değil. Koşul cümleleri buna en güzel örnek. Bir koşulu bildiren cümlelerde if yerine whether kullanma şansımız yok.
Bu kadar kural karmaşık ve içinden çıkılmaz gibi görünüyorsa, yapmanızı önereceğim en basit şey, if’i koşul cümlelerinde, whether’ı ise iki alternatif arasında kalınan bu tür cümlelerde kullanmanız.
Son olarak bakacağımız yapı ise, even if yapısı. Türkçedeki “…sa bile” anlamını İngilizceye taşırken bu yapıyı kullanıyoruz. Zaten even kelimesinin “bile”, if kelimesinin de “-se/-sa” anlamını verdiğini bildiğimiz için bunu tahmin etmek zor olmasa gerek.
0 Comments